Pazar, Nisan 24

RTÜK

Şimdi bu kurumun amacı nedir? bu sayfadan öğrenebilirsiniz. Okumak istemeyen için özetle;
Kamuya ulaşan televizyon ve radyo yayınlarını denetlemek ve düzgün(!) yayınların halkla buluşmasını sağlamak.

Kurulduğu 1994 yılından beri izleyicilerin başına bela olduğu gibi televizyon kanallarının da başına bela olmaktan başka bir halta yaramamaktadır bu üst kurul.

Kurulmadan önceki 4 yılı ve sonrasını kendimce gözlemledim. (ki tv izleyen radyo dinleyen herkes de bunu ister istemez yaptı)
1990 yılında Magic Box Star1 isimli kanal açıldı ilk olarak o zaman TRT dışında bir kanalın açılması ile birlikte yasaklı/sansürlü olan yayınlanmayan ne varsa yayınlandı. İzleyiciye Avrupa'da izlenebilen neler varsa izletildi. Sonrasında ATV ve Show TV açıldı. ATV, TRT ve STAR'ın ortalaması diyebileceğim yayın anlayışına sahip idi. Show TV ise gündüz vakti (şu sıralar kadın saati denilen vakitte) erotik Türk filmleri yayınlıyordu. Geceleri ise Tutti Frutti ve Colpo Grosso gibi erotik yarışmalar yayınladı, Cumartesi geceleri erotik filmler yayınladı.

Erotik yayınlar dolayısıyla halkın, hükumetin tepkisini çekti ve Kırmızı Nokta uygulamasına geçti. Sadece erotik değil, korku filmlerinde de bu noktayı koymaya başladı.

Kanal kendi kontrolünü kendisi sağlıyordu ve gayet de yerinde idi bu kendi kendini kontrol mekanizması. Fakat bu rahatsızlık Anayasa değişmesine sebep oldu (o zamanki hükumetin Doğru Yol Partisi gibi muhafazakar bir partinin olması ve tabanından oy kaygısı da bu değişikliğin sebeplerinden biri idi). Ne oldu ise ondan sonra oldu. Kanallar yayınlarından dolayı kapatılmaya başladılar; 1 gün, 10 gün yayın durdurma cezaları vs.

Daha sonrası ise tamamen komedi. Oy kaygısı hükumetin üyelerini seçtiği bu kurumun (halkın %50'sinden fazlasının temsil edilmediği bir demokrasi(!) ülkesinde) aldığı kararların iyice bokunun çıkmasına sebep oldu.

Öncelikle sansür geldi. Film içinde kadının memesi görünüyorsa o sahne kesildi. Sahneyi kesmeyenin yayını kesildi. Sonra reklam geliri baskın çıktı ve filmler saçma sapan bir hal aldı. Sonra küfürler gitti. Kemal Sunal şöyle gevrek gevrek "eşşolueşşek" diyememeye başladı. Sonra tabi hükumet de daha muhafazakar hale gelmeye başladı. Önce Refah-Yol sonra ANAP, sonra MHP-DSP koalisyonu ve en sonunda AKP hükumeti...

AKP Hükumeti ile birlikte ulusal kanalların tamamına yakını TRT'ye dönüştü. Gizli reklam diye bir kavram giriverdi hayatlarımıza. Öyle bir durum ki bu yabancı bir film izliyorsun adam bara giriyor barda şişeleri göremiyorsun; buğulanıyor. Dışarıda geziyor mağazalar buğulu, dizi izliyorsun insanlar dışında çevrenin tamamı buğulu.

Hükumet ayrıca yayınların kimlere hitap ettiğini yayın öncesi akıllı işaretler ile gösterilmesi kararının alınmasında katkıda bulundu. Önceleri sevindim çünkü bu akıllı işaretler ile kontrol seyirciye bırakılıyor gibi bir durum çıkıyordu. Çoçuklara uygun değilse izletmez çocuğuna dedim. Fakat o işaretlerin olması da sansüre engel olmadı, aslında hiç bir değişiklik olmadı.

AKP sigara yasağı getirdi ve RTÜK hemen filmlerde, dizilerde sigara görünmeyecek dedi ve komedide yeni perde sigarasız duman!. Çiçekten çıkan duman vs.

Buraya kadar RTÜK'ün yayınlara müdahalesine baktık, bir de reklamlara müdahalesi varki yayıncı ile tam bir köşe kapma mücadelesi.

Özel kanallar ilk çıktıklarında istedikleri an istedikleri miktarda reklam gösterebiliyorlardı (malum parayı bundan kazanıyorlar) sonra RTÜK reklam arası yayın izleniyor buna kısıtlama getirelim diyerek (yanılmıyorsam Refah-Yol hükumeti dönemi) reklam uzunluklarına 7 dakika sınırı getirdi ve yayın içerisinde maksimum 4 kuşak verilebileceğini söyledi. 2 saatlik bir dizinin içerisinde 28 dakika reklam olabiliyordu. Kanallar bunu sanal reklam, tanıtım reklamı, ot reklamı kök reklamı ile aştılar bir şekilde. Daha sonra bir ay kadar önce alınan bir karar ile kuşak sayısına değil zamana bakılmaya başlandı. Yayın akışı içerisinde 1 saat içerisinde maksimum 12 dakika reklam verebilirsiniz dediler. Şimdilerde yayın şu şekilde işliyor 4 dakika yayın 2 dakika reklam, üzerine 10 dakika yayın 3 dakika reklam vs.

Önceden reklam izlemek istemiyorum diyen, reklam girdikten sonra tahmini 10 dakika başka kanala geçebiliyordu şimdi giren reklamın kaç dakika olduğu da belli olmadığından o salak reklamları izletiyorlar.

Bir de herkese ulaşmayan yayınlar var. Dijital Platformlar, yani izleyicinin izlemek için para ödediği kanallar silsilesi. Şimdi sevgili RTÜK zırvalığı! ben para veriyorum değil mi izlemek için yani inisiyatifi elime almışım senin yetkinin işe yaramayacağı bir hale gelmiş olmalı bu yayınlar, çünkü ben paramla seçiyorum. Fakat aynı şartlar bu kanallar için de geçerli. Yani ben aylık belirli bir miktar para veriyorum hatta sinemada kaçırdığım filmi izlemek için üzerine tekrar para verip filmi satın alıyorum (Digiturk Salon kanalları) ve yine sigarasız duman, yine meme uçsun kadın, yine küfürsüz eroin kaçakçısı izliyorum!

Televizyon izlememek lazım bence. Zaten dizilerimiz gereksiz uzun, zaten yayınlarımız ziyadesi ile kalitesiz...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder