Pazartesi, Mayıs 16

15 Mayıs 2011 İnternetime Dokunma

Dün güzel, güneşli bir Pazar gününde binlerce kişi İstiklali doldurduk. Her ideolojiden insan ortak bir görüş için oraya toplanmışlardı; 22 Ağustos'ta gelecek olan internet filtresinin saçmalığı.

Yürüyüş çok renkli idi. Çoluk çocuk, genç yaşlı, türbanlı türbansız, hep bir ağızdan özgürlüğümüze uzanan ellere hazırladığımız lafları ettik. Eylem sırasında evleri aradık, bu kadar kalabalık kesin medyada çok yer bulmuş olmalıydı ve halk da bunu görmeliydi diye düşündük. Fakat olmadı; kimse televizyonda bunu görmedi. Ben yürürken; ATV, KanalTürk, FlashTV, Samanyolu TV kameralarını gördüm fakat belli ki bir yerden bu haberin haber değeri taşımadığı bilgisi ulaşmış medya kuruluşlarına.

14 Mayıs tarihli Sosyal Medya programında BTK 2. Başkanı Dr. Turgut Ayhan Beydoğan'ı izledim. Özetle şunu dedi: "300bin şikayet var bunun %85'i cinsellikle, çocuk istismarı ile ilgili,biz de filtre getirmenin uygun olduğuna karar verdik."

Türkiye'de internet kullanan yaklaşık 40 milyon kişi var. 300 binin %85'i yüzünden zaten sansürlenen sitelere giremiyoruz yani 255 bin kişi 40 milyon kişinin internette ne göreceğine karar veriyor hali hazırda. Sonra BTK da diyor ki yahu bir sürü şikayet var biz de toptan filtre getirelim. 39 milyon 745 bin kişi şikayet etmiyor ama onların bir söz hakkı yok! 255 bin kişinin söz hakkı var.

Bu da ancak İleri Demokrasi'de olur sanıyorum. Binde 6 gibi bir orana tekabül ediyor yanılmıyorsam. Halkın seçimlerde bir partinin meclise girebilmesini sağlamak için en az %10 oy vermiş olmasını isteyenler (buna halk iradesi diyenler) binde 6'ya ne diyor bilmiyorum.

Eylem sırasında hiç haber yapılmadığını Okan Bayülgen de dün geceki programında şuna benzer sözlerle aktardı "çok güvendiğim haber kanalları ve muhabirler bu olayı haber yapmadığı için üzülüyorum".

Zaytung'dan haberin medyada yapılmaması ile ilgili eğlenceli bir haber

Bazı kanallar ise yaklaşık 200 kadar kişi diye haber yaptılar. Serdar Kuzuoğlu'nun bloğunda yazdığı gibi sadece yankesici sayısı 200 den fazlaydı muhtemelen. Ki kaba bir hesapla İstiklal Taksim'den Tünel'e 2,5 km. 20 mt genişlik. 2500x20 = 50000 mt2. mt2'ye 1 kişi olsa 50000 kişi...

Neyseki 22 Ağustos'a kadar bloglarımız açık.









Salı, Mayıs 3

22 Ağustos 2011

AKP her türlü sansürü hayatlarımıza soktu. Her türlü yasağı "ileri demokrasi" başlığı altında ilmek ilmek işledi yaşantımıza. 24 yaş sınırı getirildi içki alabilmek için (pompalı tüfek alımı içinse 18 yaş sınırı getirildi), sigara içme yasağı getirildi, tv sansürü geldi her çeşit ve en sonunda var olan internet sansürü de boyut atlayarak hayatımıza girecek. Tabiki 12 Haziran seçimlerinde halk olarak bir DUR! demeyi başaramazsak.

22 Ağustos itibarı ile internete devlet eli ile filtre geliyor. Buna göre 4 farklı paket halinde kullanıcılara sansürünü seçmesi istenecek. Aile filtresi, çocuk filtresi, türkiye filtresi ve standart filtre. İşte ileri demokrasi bu sanıyorum kendi sansürünü seçebilme hakkı!

Yani devlet diyor ki; vatandaşlarım siz çocuklarınızı internetin zararlarından var olan filtre programları ile koruyamadınız, hatta kendinizi de koruyamadınız ve biz güvenli interneti sizin için yapıyoruz.

Nedir bu filtre?
Öncelikle çocuk filtresini seçtiniz diyelim. Bu durumda evde çocuk olmadığı durumda bile internette yetişkin bir içeriğe erişemeyeceksiniz. Erişmeye çalıştığınızda uyarılacaksınız, proxy, dns değiştirerek erişirseniz suç işlemiş olacaksınız.

Aile filtresinde TV'lerdeki komik hale gelen akıllı işaretlerin uygulaması gibi istediğiniz içeriğe ulaşmanız zor olacak hatta imkansız olacak çünkü aile yapısına zarar verebileceği öngörülen sitelere giremeyeceksiniz.

Türkiye filtresi seçti iseniz yurt dışındaki herhangi bir siteye erişemeyeceksiniz.

Standart filtre ile şu andaki internet ile başbaşa kalmış gibi görüneceksiniz.

Geçenlerde bir liste yayınlandı. Alan adlarında bulunması sakıncalı kelimeler listesi. Bu kelimeleri seçen aklı penisinin kıvrımındaki yöneticilerin filtreleme için kullanacakları programların anahtar kelimeleri nasıl seçecekleri çok belli aslında. Haydar isminden etkilenen bir yönetici pekala Osman isminden de etkilenebilir. Alan adı değil içerik filtrelemesi olacağından bu durumda içinde Osman geçen herhangi bir siteye erişiminiz söz konusu olmayacak. Dolayısıyla Osmanlı Devletini bir araştırayım diyene "al sana!" diyecek sevgili filtremiz.

Daha da abartarak, içinde devletin halk tarafından görülmesinin istenmediği herhangi bir içerik olan bir site ne olursa olsun açılamayacak, açılmak istenirse suç sayılacak. Burada anlaşılması gereken bir şey var. Sansür sadece pornoya değil, devletin uygunsuz gördüğü her türlü içerik, bunun içinde ateizm de olur, evrim de olur, eğitim sistemi hakkında yazılar da olur, muhalif içerik de olur vs. aklınıza gelebilecek her şey olur.

Bunu neden yapar bir otorite? Çünkü halkının her ne suretle olursa olsun bilinçlenmesine tahammülü yok. Çıkmamış kitabın taslağını toplatan, yazarını tutuklayan bir hükumetten bahsediyoruz. İçinde hakaret içeren video olduğu gerekçesi ile tüm youtube'u erişime kapatan bir hükumetten, içinde hükumet kanadına yazılar yazıldığı gerekçesi ile tüm Ekşi Sözlüğü kapatan bir hükumetten, tipini beğenmedi diye heykel yıktıran bir hükumetten, canım istedi böyle güzel olur diye İstanbul'a saçma sapan bir kanal açma niyeti olan bir hükumetten bahsediyoruz.

Dün radyonuzu televizyonlarınızı üst kurulları ile elinizden aldılar, bugün internetinizi iletişim başkanlıkları ile erişime engelli sitelerle doldurdular, yarın internetinizi elinizden alacaklar. Bilgi edinme hakkınızı elinizden alıyorlar. Yandaş olmayan her iletişim kanalı bir şekilde bertaraf edildi. Güzellik uykusundan ne zaman uyanacaksınız?

23 Ağustos itibarı ile bu yazıyı (ve buna benzer yazıları) okumanızın büyük ihtimalle olanağı kalmayacak. Dolayısıyla yol yakınken 12 Haziran'da AKP dışında bir partiye oy verin. İsterseniz SP'ye oy verin ama bunlara değil.

Bianet'in konu ile ilgili haberini okumak için tıklayınız.